İstanbul’daki Rum azınlıktan olan bu seri katil, işgal güçlerinin verdiği destek sayesinde kanlı bir seri katile dönüşmüştür. Şimdi Hrisantos’a daha yakından bakalım…
Hrisantos, çocukluğunda bir terzinin yanında çıraklık yaptı. Oldukça günahsız bir çocukluk geçiren Chrysanthos, bu çocukluk döneminde yeniden suç dünyasına girmiştir.
Suç dünyasının önemli isimlerinden biri haline gelen Hrisantos, sonunda kendi çetesini kurmuş ve ona kendi adını vermiştir.
Hrisantos çetesiyle birlikte ilk cinayetini işledi.
15 yıl hapis cezası aldıkları için cezaevine sevk edilen çete, burada rahat durmayarak tünel kazarak cezaevinden kaçtı.
Chrysanthos, birden fazla kişi tarafından canavar olarak görülürken, cemaatin bazı üyeleri tarafından bir kahraman olarak görülmüştür. Bu durum Beyoğlu’ndaki Rumların çeteye yardım etmesine neden oldu. Geri kalan cinayetleri, bu takviye sayesinde Chrysanthos’un yakalandığı o güne kadar devam etti.
Bir polis memurunun öldürülmesi, İstanbul’daki güvenlik güçlerinin çetenin peşine düşmesine neden oldu.
Chrysanthos’u ele geçirmeyi hedefleyen güvenlik güçleri taktik değiştirerek çetenin diğer üyelerini takibe aldı. Bu plan kısa sürede işe yaradı ve çetenin birçok üyesi birer birer yakalandı.
Bu cinayetin ardından Yunanistan’dan kaçmak zorunda kalan Hrisantos, Selanik’e giderek oraya yerleşmiştir.